top of page
  • Black Facebook Icon
  • Black Instagram Icon
  • Siyah YouTube Simgesi

Selçuk Özgüleryüz EngelİZ için ne diyor?

  • Yazarın fotoğrafı: Faik KAPLAN
    Faik KAPLAN
  • 25 Şub 2020
  • 2 dakikada okunur

ENGELİZ

İnsanlar arası iletişimde kullanılan sözcüklerin sayısı, kullanılan hangi dil olursa olsun sınırlıdır. İletişim, görsel ile derinlik kazanacaksa, oluşturulan imgelerin ve dolayısı ile diyalektiğin sözlüğü, sınırlı olmaktan çıkar. İnsanlığın başlangıcından bu güne, antik çağdaki efsanelerin söylemlerinin ve mitsel anlatımların aracı söz iken, ortaçağda yazının kalıcılığı değer kazanmış, günümüzde teknolojinin katkısı sonucu oluşan görsel kültür ve imgelerin kullanımı ile düşüncenin özgürlüğü hakim olmuştur. Dünya artık görsellerin kuşatması altındadır.

ree

İletileri yazılı dile dökmeden önce imgeler, insana iletişim kurmada yardımcı olduğu günlerden bu güne, toplumsal iletişimde, işitmeye ve görmeye dayalı görsel kültür yerleşmiştir. İmgeler insanlara birebir dünyayı değil, çok daha fazlasını, yani düşünsel olarak yeniden sunumu yaratır. Çünkü; İnsan bilincinin ürünü olarak, görme ve gözlemlemeye dayanarak, bilinen ve algılamaya dayanan anlamın, fark edilip, yeniden çözümlenip, yeniden anlamlandırılmasıdır. Görme işlemi bilindiği gibi, gözde değil beyinde oluşmaktadır ve zihinsel bir faaliyet sonucudur.

Burada şu soru akla gelir hemen; İnsan gördüğünü nasıl görmekte ve gördüğü şeyi nasıl yorumlamaktadır?

Görülenin algılanması, tüm duyu organlarının aracılığı ile farkına varılanın, herkes tarafından kendi anlayacağı şekilde yorumlanması denilebilir mi?

Gerçeği imgeler ile yansıtma; Bilincin özelden öte tümeli değerlendirmesi, bireyselden öte genele varması, somut olayların genel yasalarının açığa çıkarılmasıdır da denilebilir. Nesnel dünya üstüne bilgi edinme süreci, etkin gözlemlemeden soyut düşünceye, oradan da pratiğe doğru yol alır. Nesne ya bütünüyle yada hiç bir biçimde ortaya çıkmaz, yalnızca betimlenir.

Bu yüzdendir ki ”sanat görüneni yansıtmaz, görünür kılar. ”Paul Klee.

Fotoğrafta sanatçı tüm ussal birikimlerini kullanıp, düşsel yolculuğundan topladıklarını kadraj içinde biriktirir. Her imge de bir görme biçimi yatsa da, bir imgeyi algılayışımız ya da değerlendirişimiz aynı zamanda görme biçimimize de bağlıdır.

Onun için Vissarion Bielinski aşağıdaki satırları yazarken haklıydı:

“Yaratıcı düş gücüyle; Düşünceleri imgelere dönüştürme, imgeler aracılığıyla düşünme, uslamlama ve duyma yeteneğiyle donanmamış kişi, zekası ne denli keskin ve duyuları ne denli olgun, görüş ve inançları ne denli güçlü olursa olsun, tarihsel deneyi ve kafaca yeniliği ne denli zengin olursa olsun, asla ozan olamaz böylesi.”

”İnsanoğlunun etrafını saran tüm yaşamsal unsurlardan fark edebildiği nesnel gerçekliklerin kendine ait düşünsel dünyasında yorumlanmış halidir imge ve imgeler yoluyla gerçekliğin yeniden üretilmesi, yansıtılmasıdır sanat” söylemlerine katılmamak elde değil. İnsan neden hayal eder?

Olması gereken, olması gerektiği zaman, olmadığı için mi?

Kurgu hayal ürünü ise, olması gereken olmadığı için, hayal edilenlerden oluşmuyor mu?

Konuyu öze taşıyıp biçim vermekse yapılan, sade yalın bir anlatım ile aslında nesnel empati diye tanımlanan,bir fotoğraflar dizisi ile karşılaştım. Bu fotoğrafları minimalist olarak değerlendirenler çıkacaktır. Ancak bana göre ‘nesnel empati’ kavramı tam yerindedir.

Engeliz projesinde yaşamı sorgularken, kendimizi sorguluyoruz galiba.

Bizlerin sorgulaması, ne kadar engelimiz olduğu gerçeğini ortaya çıkarmıyor mu ?

Bu projenin gerçekleşmesini sağlayan her birimin,(eli, ayağı, gözü, beyni vs.)sorgulanması gerçeği çok yalın olmakla birlikte, beğenilerim başta Faik Kaplan olmak üzere Leyla Emektar ve Ufuk Kıray ile birlikte, her bir yapıtaşının her bir noktasına karşılık gelen, emeğinize saygılarımla…

Eksiksiz olmak neye göre tanımlanır bilmiyorum.

Bunun kriteri sadece fiziksel olarak tanımlanırsa, insanoğlunun düşünen bir varlık olduğu tanımlaması havada kalır diye düşünüyorum. Hepimiz bir diğerine göre, eksik miyiz? Fazla mıyız?

Bir diğerimizi olduğu gibi kabul etmenin ve sevmenin dışında mutluluğu yakalamanın mümkün olmadığını düşünürken, kendini tam sananların farkında olamamasını insanlık ayıbı olarak kabul ediyorum.

Kim mükemmel ki?

(Gözle görülmeyen eksikliklerimiz, kendimize bile itiraf etmekten korktuğumuz gerçeklerimiz.)

Kusursuz insanı görmek herkese göre, kendi saptamalarını izlemek gibi bir şey.

Selçuk Özgüleryüz

Yorumlar


Kıbrıs şehitler caddesi (Uluyol) Altın Han kat 4 no 65 Osmangazi/Bursa

Tel : 0 549 354 54 01

 

Bize Ulaşın!

Gönderdiğiniz için teşekkür ederiz!

  • Siyah YouTube Simgesi
  • Black Facebook Icon
  • Black Instagram Icon
bottom of page